Otoimmün hastalıklar, vücudun bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırmasıyla karakterize edilen çeşitli rahatsızlıklardır. Çeşitli organ ve sistemleri etkileyerek önemli morbidite ve mortaliteye yol açabilirler. Otoimmün hastalıkların kesin etiyolojisi tam olarak anlaşılmamakla birlikte araştırmalar, hamileliğin bu hastalıkların gelişimi ve seyri ile karmaşık bir ilişkisi olabileceğini düşündürmektedir. Bu makale, hamilelik ve otoimmün hastalıkların kesişimini araştırmayı, epidemiyolojik yönlerini ve kadın sağlığına etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır.
Otoimmün Hastalıkların Epidemiyolojisi
Hamilelik ile otoimmün hastalık gelişimi arasındaki ilişkiye girmeden önce, otoimmün hastalıkların epidemiyolojisini anlamak çok önemlidir. Bu koşullar nispeten yaygındır ve dünya çapında milyonlarca insanı toplu olarak etkilemektedir. Bilinen 80'den fazla otoimmün hastalık olmasına rağmen en yaygın olanları arasında romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus, multipl skleroz, tip 1 diyabet ve Hashimoto tiroiditi yer alır. Otoimmün hastalıklar her yaşta ortaya çıkabilir, ancak en çok doğurganlık çağındaki kadınlar arasında görülür ve sıklıkla üreme yıllarında zirveye ulaşır.
Epidemiyolojik çalışmalar, otoimmün hastalıkların prevalansı ve insidansında birkaç önemli eğilim tespit etmiştir. Özellikle, bu koşulların gelişmiş ülkelerde daha yaygın olması, çevresel faktörlerin patogenezinde potansiyel bir rol oynadığını düşündürmektedir. Ek olarak, birçok otoimmün hastalık çarpıcı bir cinsel dimorfizm sergiliyor ve kadınlarda erkeklere kıyasla önemli ölçüde daha yüksek bir prevalansa sahip. Bu gözlem, seks hormonlarının, genetiğin ve diğer faktörlerin otoimmün hastalıkların gelişimi ve ilerlemesi üzerindeki potansiyel etkisi konusunda daha fazla araştırma yapılmasına yol açtı.
Gebelik ve Otoimmün Hastalık Gelişimi
Gebelik ve otoimmün hastalıklar arasındaki etkileşim karmaşık ve çok yönlü bir çalışma alanıdır. Hamilelik genellikle gelişmekte olan fetüse uyum sağlamak için bir bağışıklık toleransı durumu olarak kabul edilirken, aynı zamanda annenin bağışıklık sistemini otoimmün hastalıkların başlangıcını ve seyrini etkileyebilecek şekillerde modüle edebilir. Araştırmalar, hamileliğin otoimmün koşullar üzerinde hem koruyucu hem de ağırlaştırıcı etkileri olabileceğini ve bunun da hamilelik öncesinde, sırasında ve sonrasında kadın sağlığına etkileri olabileceğini öne sürdü.
Hamileliğin Koruyucu Etkileri
Hamilelik sırasında annenin bağışıklık sistemi, genetik olarak farklı olan fetüsün reddedilmesini önlemek için derin değişikliklere uğrar. Bu değişiklikler arasında, T-yardımcı 2 (Th2) baskın bağışıklık tepkisine doğru bir geçişin yanı sıra, bağışıklık toleransının korunmasına yardımcı olan düzenleyici T hücrelerinin (Tregs) genişlemesi yer alır. Bu immünolojik adaptasyonların, bazı otoimmün hastalıklar da dahil olmak üzere annenin immün aracılı bozukluklarına karşı koruma sağladığı düşünülmektedir. Otoimmün rahatsızlıkları olan bazı kadınlarda, genellikle romatoid artrit ve sistemik lupus eritematozusta görülen, hamilelik sırasında hastalık aktivitesinde azalma görülebilir. olarak bilinen bu fenomen